İlk defa bir web sitesi yapmaya karar verdiyseniz ve internette biraz araştırma yaptıysanız karşınıza çıkan ilk programlama dili HTML olacaktır. Aslında bakarsanız HTML’yi bir programlama dili olarak adlandırmak çok doğru olmayacaktır. Çünkü tek başına kullanıldığında sabit bir web sayfasından öteye geçmeyecektir. HTML ile etkileşime dayalı işlevsel bir web sitesi yapabilmek için PHP, ASP vb. gibi programlama dilleriyle harmanlanması gerekir. Ayrıca görsel olarak daha güzelleştirmeler yapabilmek için CSS ile birlikte kullanılması gerekmektedir. Tek başına kullanıldığında sabit bir web sayfasından öteye geçmeyecektir.
HTML (Hyper Text Markup Language / Zengin Metin İşaret Dili) ilk olarak web sitelerindeki yazıların ve görsellerin sayfa üzerinde düzenlenmesi için kullanılmıştır. O yıllarda internet sayfalarının şimdilerde kullandığımız Microsoft Word programından farkı yoktu. Alt alta yazılan yazılar ve aralara eklenmiş resim/fotoğraflardan oluşmaktaydı. İlerleyen zamanlarda HTML’in bu sıkıcı görünümünden kurtulmak için CSS 1.0’ın geliştirilmesine başlandı. CSS ile birlikte kullanılmaya başlandığında HTML sayfalar artık daha okunabilir ve göze hitap eden sayfalar haline geldiler.
Kısacası HTML kullanarak hazırlayacağımız web sitesinin ana iskeletini oluşturacağız. HTML olmadan bir web sayfası oluşturmanız oldukça zordur. Aynı zamanda sadece HTML ile de bir web sitesi oluşturmak oldukça anlamsızdır. Ne HTML ile yapabileceğiz ne de HTML siz yapabileceğiz 🙂
HTML’in Son Durağı: HTML5
80’li yıllarda geliştirilmeye başlanan 90’lı yıllarda piyasaya sürülen HTML zaman içinde birçok değişiklik yaşamıştır. Geliştirme aşamasında sadece 18 tag ile kullanılabilen sürümü mevcut iken gazete ve dergi tasarımlarına benzer web sayfaları hazırlanabilmesi için gerekli geliştirmeleri yapılarak piyasaya sürüldü.
1994 yılına geldiğimizde Netscape firması kendi web tarayıcısını piyasa sürdü. O dönemlerde internet sitelerindeki görselleri işleyerek kullanıcılara sunan ilk tarayıcı Netscape olmuştu. İnternet kullanıcılara arasında oldukça popüler hale gelen Netscape tarayıcısının farkına varan Microsoft kendi bünyesinde oluşturduğu İnternet Explorer’ı çıkardı.
1995 yılında HTML 2.0 versiyonu çıkarıldı ve önceki sürüme gelen küçük bir güncelleme gibiydi. Sonrasında 1997 yılına gelindiğinde HTML 3.2 versiyonuyla görsellere daha fazla özellikler, tablo oluşturma, form doldurma araçları gibi kullanıcı deneyimini arttıracak büyük bir güncelleme gelmişti. Bu güncelleme ile o dönemde bulunan bütün web tarayıcıları HTML 3.2 sürümünü bir web standardı olarak kabul etmiş ve yeni gelen bütün özellikleri tarayıcılarına aynı şekilde entegre etmişlerdi.
1998 yılına gelindiğinde artan kullanıcı sayısı ve bir önceki güncelleme ile gelen özellikleri görsel olarak daha da etkili hale getirmek için HTML 4.0 sürümü duyuruldu. Bu sürüm ile artık web sayfası stil kodları artık sayfa kodlarında ayrılmıştı. Farklı bir dosyada hazırlanan stil kodlarının asıl sayfaya çağırılması sağlanmıştı. Aynı zamanda bu güncelleme ile tablo yapısının özellikler arttırıldı ve form elemanları arttırıldı. O dönemim şartlarına göre devrim niteliğinde olan bu güncelleme uzun yıllar boyunca küçük güncellemelerle kullanılmaya devam edilmiştir.
2004 yılına gelindiğinde internet kullanıcılarının artmasıyla internet üreticilerinin sayısı da bir hayli artmaktaydı. Kullanıcıların artık birbirine benzeyen web sayfalarında sıkıldığı ve daha yaratıcı web sayfalarına ihtiyaç duyduğu geliştiriciler tarafından görülmekteydi. 2008 yılında bitirilen geliştirmeler sonucunda piyasaya sürülen HTML5 getirdiği en büyük yenilik mobil görünüme uyum sağlayabilmesiydi. Artık web sayfaları HTML5 sayesinde mobil telefonlarda da belirli bir düzen içerisinde görüntülenebilmekteydi.
Kullanıcı deneyimleri ve isteklerine göre dönem dönem küçük güncellemelerle yoluna devam eden HTML5 günümüzde en güncel HTML sürümü olarak yoluna devam etmektedir.
